Haber: Turgay AYHAN
Basın toplantısında ilk olarak konuşan CHP Rize İl Başkanı Mesut Rakıcı, düzenlenecek olan Çay Panelinin gizli kapaklı, kapalı kapılar ardında çay kanunu yapanlar karşısında bir önlem olacağını söyledi.
Giresun Milletvekili Engin Özkoç yaptığı konuşmada, CHP'nin ana muhalefet partisi olduğunu ve görevinin her türlü yanlışı, eksiği eleştirel bir şekilde sunarak iktidarı bu konularda bilgilendirmek olduğunu söyleyerek, "Mesela asgari ücret konusunu, taşeron işçilerin kadroya alınması konusunu, öğrencilerin borçlarının silinmesi ve emekli maaşlarının artması konusunu CHP Türkiye gündemine getirmiş ve iktidar da gelen kamuoyu baskısıyla bu konularda kısmen de olsa çalışmalar yapmıştır. Tarım konusunda da CHP'nin bir çok politikası mevcuttur. Bunların ilkini çay noktasında ortaya koyuyoruz. Çay politikalarıyla ilgili projelerimize üreticilerimizin de destek olması gerekiyor. Onlar destek olursa bu projeler hayata geçecektir. Ama üreticilerimiz kendi menfaatleri doğrultusunda olan projeleri desteklemezse mağduriyetleri devam edecektir" dedi.
Parlamento ile ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, TBMM tarihinde ilk defa önceki gün çayın 1,5 saat süreyle kapsamlı olarak görüşüldüğünü, bunu CHP’nin sağladığını belirterek, “Bütün dikkatleri çay üzerine çektik. Ama maalesef Ak Parti'li Hasan Karal konuları boğuntuya getirerek farklı noktalara çekti. Muhalefet etmek vatandaşın lehine oluyor. 7 Haziran’da sonra CHP’nin yaptığı muhalefet ve projeler 1 Kasım'dan sonra hükümetin politikalarının belirleyicisi oldu.” dedi.
ÇAY FİYATI ASGARİ 3 TL OLMALI
Çay sezonu yaklaşırken en önemli konunun çay fiyatının ne olacağı olduğunu ifade eden Bekaroğlu, üretici temsilcilerinden alınan görüş doğrultusunda yaş çay maliyetinin yaklaşık 2,5 lira olduğunu, buna göre kilogram fiyatının asgari 3 TL olması gerektiğini söyledi.
12 Nisan’da TBMM’de CHP’nin çay ve çay üreticisinin sorunlarının araştırılması için komisyon kurulması önerisinin AK Parti’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildiğini hatırlatan Bekaroğlu, “Çaykur çayın yüzde 55’ini alıp işliyor, yüzde 45’ini ise özel sektör işliyor. ‘Kapasite artırdık’ diyorlar ama bu oran nedense hiç değişmiyor. Aslında Çaykur mevcut kapasitesi ile daha fazla çay alıp işleyebilir ama almıyor. Bizim seçim öncesi vaadlerimiz arasında vardı; çayın tamamını Çaykur alıp, özel sektör ihtiyacı olan yaş çayı belli bir planlama dahilinde aynı fiyattan Çaykur’dan alabilir. Bu durumda hem üretici kazanacaktır, hem Çaykur kazanacaktır, hem özel sektör kazanacaktır, hem de tüketici kazanacaktır. Bizim derdimiz özel sektörün bu işi nasıl yapacağıyla ilgili düzenlemelerin olması gerektiğidir. Çayı nasıl alacak, parasını ne zaman ödeyecek, verdiği belgelerin yasal olması konularının işlenmesi gerekiyor. Hükümetin bu konuları bu yıl halletmesi gerekiyor" dedi.
RİZE'DE ÇAY VARSA CHP İKTİDARI DÖNEMİNDE VARDIR
Tarım Danışmanı ve Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu ile yaptığı konuşmada, "Herkes soruyor neden çay diye. Çay bu ülkenin olmazsa olmazıdır. Her ortamda tüketilen milli içeceğimizdir. Rize'de çay varsa CHP iktidarı döneminde vardır. Zihni Derin'e araştırma görevi CHP tarafından verilmiştir ve Rize'ye ilk kurulan Zihni Derin Çay Fabrikası yine CHP döneminde kurulmuştur. Bu önem açısından Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun ilk ziyareti de bu fabrikaya olacaktır" dedi.
Çaykur'un da CHP döneminde kurulduğuna dikkat çeken Gaytancıoğlu, "Biz eşit bir toplum, kardeşlik istiyoruz. Üreten bir Türkiye istiyoruz. Çiftçimiz üretiyorsa karşılığını alsın istiyoruz. Bugüne Kanada olmasa mercimek, nohut yiyemeyecek, Amerika olmasa buğday tüketemeyecek hale geldik. Ama bu ürünler kendi topraklarımızda yetişiyor. Ama 2002'den bu yana uygulanan tarım politikaları yüzünden topraklar ekilmez hale geldi. 50 milyon dönüm ekilmeyen arazimiz var. Bu topraklar ekilse bu ürünler için her yıl 9 Milyar Dolar dışarıya para ödememiş oluruz. Mesela şekere kota koyuldu. 80 bin ton ithal ediyoruz. Kendi üreticimize para vermeyip başka ülkelerin çiftçilerine para veriyoruz. Nişasta bazlı şekere izin veriliyor ki bu insan sağlığına çok zararlı bir üründür. Bizler sağlıksız ürünlerin ülkemize sokulmasına izin verilmesini istemiyoruz. Özel sektör elbette olacak ve devlet özel sektörle elbette rekabet edecek ama bunu yaparken de üreticiyi korumak zorundadır" şeklinde konuştu.
İlgili Haber
