Advert
Advert
Advert

Rize'ye has ilginç inanışlar ve tedaviler

Rize Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün internet sitesinde, yörede yer alan ilginç inanışlara ve tedavi yöntemlerine yer verildi.

Rize'ye has ilginç inanışlar ve tedaviler
Rize'ye has ilginç inanışlar ve tedaviler admin

Rize Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün internet sitesinde, "Halk Kültürü" başlığı altında, "Halk Hekimliği, Halk Takvimile Yerel inanış ve uygulamalar" şeklinde içeriklerde bilgilendirmelerde ilginç bilgilere yer verildi.

Halk Hekimliği başlığı altında verilen ilginç tedavi yöntemleri;

· Baş dönmesi için; aluç yaprağının kaynatılıp suyunun içilmesi.

· Kalp hastalığı ve Damar tıkanıklığı için; yedi damar yaprağının kurutulduktan sonra kaynatılarak suyunun içilmesi.

· Mide ve Bağırsak hastalığı için; Kaynamış süte bir çorba kaşığı kestane balı karıstırılır.

· Göz Hastalıkları için; Timya yaprağı bir kaşık içinde eziler ve yaprağın suyu gözün ak kısmına damlatılarak katarakt hastalığını tedavi eder.

· Göz ağrısı için; haşlanmış yumurta ortadan ikiye ayrılır ve ağrıyan gözün üzerine konulur.

· Astım hastalığı için; Kelkat bitkisinin çiçeği kaynatılarak içilir.

· Bronşit için; akasya yaptagı kurutularak sıcak suda demlenerek içilir.

· Kanser hastalığı için; Isırgan otunun yaprakları haşlanır ve suyu içilir.

· Ezilme ve yaralanma sonucunda oluşan yaralara kızıl ağaç yaprağı ya da toz şeker konularak sarılır.

· Yanık için; kara yemiş yaprağı yanık yere sürülür ya da tanta ezilip suyu yaranın üzerine konulur.

· İntihaplar için; soğanın zarının içine sabun ve yağ kotulur ateşte ısıtılarak yaranın üzerine tutulur.

Halk Takvimi başlığı altında yer alan günlerle ilgili inanışlar;

· Pazartesi günü için yolculuk yapmakta sakınca olmadığı, ekilecek şeyler için iyi bir gün olduğu belirtilir.

· Salı günü için çeşitli rivayetler vardır: kimine göre iyi kimine göre kötü olarak sayılır. İyi ve uğurlu olarak sayılması Fatih Sultan Mehmet’in 1453 tarihinde Salı günü İstanbul’u fethetmesidir. Kimilerine göre de uğursuz ve kötü bir sayılır. Bu günde bina yapılması, temel atılması, çamaşır yıkanması, tırnak kesilmez, yıkanılmaz, yorgan yüzlenmez, tohum ekilmez.

· Çarşamba gününde ise yeni elbise giyilmez fakat çamaşır yıkamak iyidir.

· Perşembe gününü de iyi ve uğurlu bir gün olarak belirtirler, tohum atılır ve özellikle bugün yolculuğa çıkılması gerekildiği söylenir.

· Cuma günü hürmetin bol olduğu Kur’an ve duaların okunduğu mübarek bir gün olduğu belirtilir. Müslümanların bayramıdır. Cuma namazından sonra yolculuk yapılması gerekildiğine inanır

· Cumartesi, iyi bir gün olarak değerlendirilir.

· Pazar, yaylalara göç edilir.

Güneş ve Ay Tutulması

Güneş ve ay tutulduğu zaman kötü güçlerin güneşin ve ayın önünü kestiğine inanılır. Bunları kovmak için silahlar atılarak, tenekeler çalınarak, bağırıp çağırarak, iftar borusu* çalınarak gürültü yapılır. Böylelikle kötü güçlerin korkup kaçacağına ve güneşle ayın önünün açılacağına inanılır.

* İftar Borusu: Bölgede dağ köylerinin dağınık olmasından dolayı, geçmiş yıllarda, iletişim (televizyon, telefon v.b.) olanaklarının olmadığı zamanlarda, camiden okunan ezanın bütün evlerden duyulması mümkün olmazdı. Ramazan aylarında iftar vaktini herkese duyurabilmek için gür sesli bir boru öttürülürdü. Bu boruya “iftar borusu” denir. İftar borusu son yıllara kadar özellikle Ardeşen’in yüksek köylerinde kullanılmıştır.

Koncoloz Günleri

26 Aralık - 6 Ocak arasındaki günlere "koncoloz günleri" denir. Bu 12 gün, on iki ayı simgeler. Örneğin koncoloz günlerinin birinci günü olan 26 Aralık, Ocak ayını simgeler. O gün hava güneşli ise bu, ocak ayı güneşli geçecek demektir. Kısaca, yöre insanı bu günlerde havanın durumuna bakarak simgeledikleri ayın hava tahminini yaparlar. Koncoloz günlerinin başka bir önemi daha vardır. Bu günler içinde görülen rüyaların gerçek olacağına inanılır. Herhangi bir konuda niyet edip rüyaya yatan kişiler rüyalarında beyaz ya da siyah renk görürler. Gördükleri rek beyaz ise, niyetlerinin hayırlı; siyah ise hayırsız olacağına inanırlar.

Batıl İnançlarla İlgili Örnekler

- Çocuklar eğilip bacakları arasından bakarlarsa, o eve misafir geleceğine inanılır.

- Yeni evliler dışarı çıkarsa cin çarpar.

- Arazisine kamış fidanı dikenin erkek çocuğu olmaz.

- Evin hayvanı bağırıp ağlarsa, ev halkından biri ölür.

- Eskiden 14 ocak günü yılbaşı sayılıyordu. Bazı yerlerde buna “kocakarı yılbaşısı” deniyordu. Bu günde ip satın alırsan bütün yıl yılan göreceğine inanılır.

- Kurban bayramında et ev içine alınacağı zaman loğusa ve bebek ayağa kaldırılır. Yoksa kurban etinin lohusayı ve bebeği basacağına inanılır.

- Yürüyemeyen çocuklar ocağın üzerine asılı olan zincirden yedi kez geçirilir.

- Süpürgeyi üzerine süpürmek, erkek kardeşe kötülük getirir.

- Elçiliğe giderken iç çamaşırını ters giyenin işi olur.

- Düğünlerde lahana dolması içine para konur. Para kime çıkarsa o zengin olur.

- Yürüyemeyen, geç yürüyen çocuklara “basılmış” denir. Çocuğu yürütmek için ayaklarına ip bağlanır ve caminin kapısına getirilir. Namazdan çıkan ilk kişiye bu ip kestirilir. Böylelikle çocuğun yürümesini engelleyen bağın çözüldüğüne inanılır.

- Yeni gelin koca evine geldiği zaman kucağına, anne ve babası sağ olan erkek çocuk oturtulur. Gelinin erkek çocuğu olsun diye.

- Kulak çınlaması, birinin öleceğine işarettir.

Güneş Duası

Güneş duası çürük ayı denilen temmuz ayında yapılır. Bitmek bilmeyen yağmurlar yöre insanının yaşam şartlarını zorlar. Doğa şartlarıyla baş edemeyen yöre insanı ise yağmurun dinmesini sağlamak için "güneş duasına" çıkar.Yağmur duasının bir diğer adı da "gobradiğin" dir.

Bir çalı süpürgesine kollar takılıp elbise giydirilir (özellikle kırmızı olur) ve başına puşi bağlanır. Hazırlanan bu kuklaya (korkuluğa) “bubirdak, ebe bubrik, bublik, ablik-bublik” gibi isimler verilir. Çocuklar bubirdağı alıp, maniler söyleyerek kapı kapı dolaşır ve un, yağ, tuz, şeker, kaymak gibi yiyecekler toplarlar.

“Baba bubrik ne ister Allah’tan güneş ister Veren cennet hatuni Vermeyen cehennem kütuği” “Bubirdağım bur ister Kaşık kaşık yağ ister Kadelden kaymak ister Un torbasından un ister Kintamandan tuz ister Allah’tan kırmızı güneş ister.” “Ablik-bublik ne istersin? Bir kaşık yağ isterim Tekneden kaymak isterim Verene bir koç oğlan Vermeyene kör, topal kız O da yansın ateşe.” Toplanan yiyeceklerden helva ve höşmer yapılıp yenir. Yemekler pişerken yağından, suyundan çevreye ve havaya atılarak “Allah’ım yarın kırmızı güneş ver” denir.
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Güçlü Lider Güçlü Meclis İçin Doğrusu Ak Parti
Güçlü Lider Güçlü Meclis İçin Doğrusu Ak Parti
Artık yalnız değilsiniz, Rize’nin bir rehberi var!
Artık yalnız değilsiniz, Rize’nin bir rehberi var!