Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Rize İl Başkanı Serkan Birben'in yaptığı sert açıklama şöyle; "Bugünlerde Ülkücü ve Mafya gibi iki zıt kavramı yan yana getirerek, "Ülkücü Mafya" yakıştırması yapanların gerçekte amacı; Türk Milleti'nin tek ümit ışığı olan Milliyetçi Ülkücü Hareket'i karalamak ve Millet'imizin gözünden düşürmektir. 7 Haziran öncesi milliyetçiliği ayaklar altına alan zihniyet tek başına iktidardan düşünce gözlerini Milliyetçi Ülkücü Camiaya oy veren seçmenlere çevirmişlerdir. Tek başına iktidara ulaşma ve yeni Türkiye heveslileri milletimize 1 Kasım seçimlerini dayatmıştır. Milletimiz, 7 Haziranda yeni Türkiye heveslilerine, heveslerini kursaklarında bırakmıştır. İnanıyoruz ki 1 Kasım seçimlerinde de Milletimiz, yeniden Türkiye’yi hatırlamamakta direnen AKP’ye yeniden Türkiye’yi hatırlatacaktır. Bilinmesi gereken bir gerçektir ki, Milliyetçi Ülkücü Camianın düşmanları asıl maksatlarını hiç bir şekilde açıkça ortaya koymazlar. Aksine kötü niyetlerini daima saklarlar. Milliyetçi-Ülkücü Düşmanlarının gerçek amacını anlayabilmek için, soyut olayları ve kavramları somutlaştırmak, akıl, mantık ve his bağlantısını kurmak gerekir. Bizce; hiç bir müşahede ve delili olmayan "Ülkücü Mafya" suçlamasının doğruymuş gibi, bir zamanlar Devletimizin Milli Güvenlik Kurulu arşivine kadar girmesi, Milletimiz adına son derece üzücüdür. Ülkücü; düşünülebilen en üstün vasıflara sahip, kendini ülküsüne adayan idealist insandır. Ülkücü; kendisi için hiç bir menfaat gözetmeksizin toplum yararı için çalışan örnek kişidir. Ülkücü; insanları nefsine hizmet ettirmeyen, kul hakkını her şeyin üstünde tutan, rızkını helal ve meşru yoldan alın teriyle çalışarak kazanan insandır. Ülkücü; kendisini Türklük, İslamlık ve insanlık davasına adayan, her işinde sadece Allah'ın (c.c.) rızasını gözeten iman ehli kimsedir. Mafya ise; gayrı meşru kazanç yollarından gelir elde eden, kanun ve ahlak dışı illegal bir çetedir. Haramdan sakınmayan, helalinden çalışmadan kazanmayı hedefleyen, onun bunun sırtından geçinen miskin ve asalaklar çetesinin adıdır Mafya. Cinayet, gasp, soygun, vurgun, talan, baskı, dayatma, zulüm, rüşvet, iltimas, alkol, uyuşturucu, fuhuş, hile ve hıyanet gibi insanları toplum dışına iten her türlü melaneti çeviren Mafya, hak, hukuk ve adalet de tanımaz. Mevcut menfaatlerini korumayı hayatlarının gayesi edinenlerin rant çetesi olan Mafya; Din, Devlet, Millet ve Vatan duygularını kemirerek toplumları tahrip eden asrımızın en utanç verici örgütüdür. Mafyanın ortaya çıkış sebebi bozuk düzendir. Milliyetçi-Ülkücü Hareket ise her türlü vurguncu düzene karşı oluşu dolayısıyla Mafya'ya karşıdır. Hayat tarzı ve dünya görüşü birbirine taban tabana zıt olan, Ülkücü ve Mafyacı iki farklı zihniyeti birbirine yakıştırmak, ya gaflet ve dalaletin sonucudur, ya da mazisinde ulvî bir gaye uğrunda asil ve görkemli bir mücadele sergilemiş olan Milliyetçi-Ülkücü Hareket'e ihanetin sonucudur. Nasıl ki, ateşle barut, kurtla kuzu, imanla küfür bir arada bulunamazsa, Ülkücü ile mafyacı da bir arada olmaz. Gaflet, dalalet, hatta hıyanet içinde olanlara hatırlatmak isteriz ki; Mafya'cıdan Ülkücü, Ülkücü'den Mafyacı olmaz. Türk Milleti'nin önemli özelliklerinden biri de çalışkan oluşudur. Cenab-ı Hak (c.c.) yüce Kur'an'ı Kerim'de: "İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır." (Necm:39) ve "Mallarınızı aranızda haksız sebeplerden yemeyiniz." (Bakara:188) buyurmuştur. Güzel ahlakı tamamlamak için gönderilen müjdecimiz, uyarıcımız Peygamber Efendimiz de (s.a.v.) kutsi Hadis-i Şerif'lerinde: "Üzerinde elbisesi haramdan gelmiş olan insanların ibadetleri kabul olmaz." ve yine "Helalinden çalışarak yorgun bir vaziyette yatağına giren insan, günahları affedilmeden uyumaz." ifadeleri ile bizlere çalışmanın önemini vurgulamıştır. Yukarıdaki ayet ve hadislerin ışığında hatırlatıyoruz ki, helal yoldan rızkını temin etme, meşru yoldan alın teriyle çalışarak kazanmak, İslami ve insani yollarda çalışma, bundan dolayı bir nevi ibadet sayılır. Milliyetçi Ülkücü Camia mensupları; hırsızlığa, arsızlığa, yalancılığa, soygunculuğa, vurgunculuğa, haksızlığa, ahlaksızlığa ve adaletsizliğe karşı çıkar, insanların ancak çalışarak maddi ve manevi birçok nimetlere kavuşacaklarını vurgular, alın teriyle meşru yollardan helal kazancı hedef alır. İnsanları Allah ve Resulü'nün yoluna yönelmeye, Kur-an'a kulak vermeye, İslam'ın dosdoğru hak yolundan yürüyerek iki cihan saadetine erişmeye çağıran, Devletini güçlü Milletini mutlu etme gayretinde olan, gençlerimize Türklük gurur ve şuuru İslam ahlak ve faziletini öğretme ve Türk gencinin yaşam tarzı haline getirme gayretiyle çalışan çabalayan Ülkü Ocaklarımız ve Ülkü Ocaklılar, maddi ve manevi alanlardaki çalışmalarını Ülkücü adap ve edep içerisinde Başbuğ Alparslan Türkeş’in izinde Liderimiz Devlet Bahçeli beyin emrinde belirlenen hedefe, sapmadan dosdoğru bir şekilde menzile ulaşmaya çalışmaktadırlar. Geçmişte hasbelkader Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in şerefli makam veya saflarını bir süre işgal etmiş olanlar, şuan itibarı ile eğer kendilerine hayat tarzı olarak mafyacılığı, saray kapılarında soytarılığı ve kemik yalayıcılığını seçmiş iseler, onları hasbelkader geçmişte taşıdıkları Ülkücü kimliği ile tanımlamaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Şuan Milliyetçi-Ülkücü camia ile ilişkileri kalmayanlar eski sıfatları ile değil gittikleri yerlerdeki kendilerine bulacakları bir sıfatla kendilerini tanımlama yapmaları doğru olacaktır. Eğer bir sıfat bulamıyorlarsa en iyi sıfat olarak kemik yalayıcılığı sıfatını kullanabilirler. Çürüyen meyvenin dalından kopması tabi hadisesi gibi, Ülkücülükten kopmuş sorumsuz kişilerin yaptıkları Milliyetçi-Ülkücü Camia'ya mal edilemez. Ülkücüleri "Çamur at, tutmasa izi kalır" mantığı ile karalamaya çalışanlar, Ülkücü geçinenler yada Ülkücülükten geçinenler, boşuna uğraşmasınlar, Milliyetçi-Ülkücü camianın en son ferdi de yok olana kadar, mızrağı çuvala sığdıramazlar, Ülkücüleri mafyalaştıramazlar. Cuma günü yapılacak olan mitingin Milliyetçi-Ülkücü Camiayla yakından uzaktan, organik inorganik, legal illegal hiçbir bağı yoktur ve asla olamaz. Mitinge gidenlerin de camiamızla alakası yoktur."