Yaş çay alım sezonu açılalı 10 günü geçmesine rağmen, AK Parti iktidarının çay fiyatını ancak açıklayabildiğini belirten Memişoğlu, açıklamasında şunları söyledi: "Bakan Çelik, yine boş umut tacirliği yaparak çay üreticisine vaatler vermekten geri durmamıştır. Çay ‘stratejik’ bir üründür diyor bakan. Madem ki stratejik bir üründür, bugüne kadar üreticiyi enflasyona neden ezdirdiniz. Yaş çay üreticisini hem fiyat bakımından hem de özel sektöre yıllarca ezdirerek, peşkeş çekerek iktidarınızda ümüğünü sıktınız. Bugün resmi enflasyon üstünde zam vermeniz, üreticinin geçmiş kayıplarını telafi etmekten çok uzaktır, mümkün değildir.
Çay Üreticileri Sendikası olarak, çaya verilmesi gereken asgari taban fiyatı biz sezon başlamadan kamuoyu ile paylaşmıştık. Bizim referans fiyatımız, destekleme hariç 2 lira 30 kuruştur. Bu fiyatı biz söylerken ve hesaplarken, üreticinin bölgedeki geçimlilik düzeyi, üretimdeki maliyet hesabı ve diğer masrafların dahil edilmesiyle hesaplanmıştır. Bizim hesabımız, öyle Ankara’da masa başında ‘ne kadar verirsek üreticinin gazını alırız’ duruşu değildir."
ÇAY KANUNU ÜRETİCİ MERKEZLİ OLMALI
Memişoğlu açıklamasında, "Bakan Çelik, 2016 yılı içinde Çay Kanunu çıkartılacağı sözünü vermektedir. Evet, üreticinin de bu yönde bir beklentisi vardır ama geçmiş dönemin AKP’li Rize milletvekili Ali Bayramoğlu’nun hazırladığı ve meclise sunduğu kanunu biz istemiyoruz. O kanunda yaş çay üreticisinin yeri yoktur. Tamamen özel sektörü koruyan ve gözeten bir noktadan hazırlanmıştır. Halkın tepkilerini gören AKP iktidarı, o yasayı meclisin küflü raflarında bugünler için bekletmeye almıştı. Demek ki zamanı geldiğini düşünüyorlar ve onaylanması için meclise getirecekler. Biz, yaş çay üreticileri olarak, bizim haklarımızı koruyan ve gözeten bir duruşla hazırlanmayan o yasayı kabul etmiyoruz." dedi.
SERMAYE SINIFI BÖLGE İNSANINI TOPRAKLARINDAN ÇIKARMAK İSTİYOR
Yaş çay üreticilerinin sadece fiyatla ve hazırlanacak kanunla sorunlarının çözülemeyeceğini ifade eden Memişoğlu sözlerini şöyle tamamladı; "Çünkü yılların biriktirdiği sorunlar, çayın geleceğini tehlikeye atmaktadır. Parçalanarak, bölünerek küçülen topraklar, bir yandan geçimlilik olmaktan çıkarken, bölgeden aşırı göç sonucu kalan yaşlı nüfusun bu işin üstesinden ne kadar zaman daha geleceği tartışmalı bir durumdur. Bu anlamda, bölgede önce sözleşmeli üreticilikle başlayan süreç, sermayenin ciddi bir toprak talebi, satın alma gibi yöntemlerle bölge insanın hayatına nüfuz etmeye, topraklarından uzaklaştırmaya çalıştıklarını biliyoruz. Bu tehlikeli bir durumdur ve bölgenin demografik yapısıyla oynamak demektir. Bu anlamıyla, Çay Üreticileri Sendikası (Çay-Sen) olarak, biz aslında çayla birlikte bölge insanının geleceğini, umutlarını ve hayallerini tartışıyoruz. Yaş çaya verilen zammı sendika olarak, üreticinin beklentilerini karşılamadığı gibi, üreticinin tarıma, toprağa, yöreye olan bağlılığını da gittikçe ortadan kaldırmaktadır.
Yaş çay üreticisinin sorunları ancak kendi öz örgütlerini kurduklarında ve ona sahip çıktıklarında çözülecektir. Çay-Sen, yaş çay üreticisinin biricik ve tek örgütüdür. Sendika olarak üreticimize, hasadı bol, satışı sorunsuz ve sağlıklı bir yılları olsun diyoruz."
