Öz Gıda İş Sendikası Doğu Karadeniz Şube Başkanı Tevfik Hançeroğlu ile Başkan Yardımcıları Sultan Karadağ ve Habip Çakır yönetim kurulu üyeleri ile birlikte basının karşısına geçti. Tek Gıda İş Sendikasının kendilerini ‘Kamu İşverenleri Sendikası ile sıfır zamma imza attılar’ şeklinde asılsız iddialarda bulunduğunu ifade eden Hançeroğlu, sadece 19 Ocak tarihinde yapılan ön protokol görüşmesinin imza altına alındığını belirterek şunları söyledi: “Zam, soysal yardım ve diğer maddi kazançlarla ilgili kamu protokollerinin ortaya çıkmasının ardından Öz Gıda İş Sendikası olarak Çaykur’la masaya oturacağız. Bu görüşmelerle işçilere ne alıp alamadığımızı Çaykur işçileri görecektir. Çaykur tarihinde birinci veya ikinci aylarda hiçbir zaman toplu sözleşme imzalanmamıştır. Şuanda bir ön protokol yapılmıştır. Bunun amacı ise alınacak olan 3 bin 500 işçi ile alakalıdır. 2007 yılında en son olarak Çaykur’a alınan işçilerimiz 7 yıl boyunca asgari ücret seviyesinden ücret aldılar. Biz 2013’ün Kasım ayında imzaladığımız toplu iş sözleşmesi ile işe yeni girecek olan arkadaşların saat ücretleri ve diğer kazanımlarını artırdık. Bu protokolle Çaykur’a yeni girecek işçi arkadaşımızın Asgari Geçim indirimi dahil eline aylık brüt 1850 liraya çıktı. Tek Gıda İş Sendikası şunu yapmak istiyor. Biz bu protokolle 3 bin 500 yeni işçinin 1850 lira ile işe başlamasını sağladık. Ama Tek Gıda İş bunun böyle olmasını istemiyor. Onlar işçiler 1100 liradan işe başlasın diyor. Çünkü işçiler düşük ücretle işe başlasın ve Öz Gıda İş’e küskün olsunlar istiyor.” “ÇAYKUR İŞÇİSİ ÖZ GIDA İŞ’İN SIFIR ZAMMA İMZA ATMAYACAĞINI BİLİR” Tek Gıda İş Sendikası ile bir kavga görüntüsü verdiklerini ancak kendilerinin bu durumu hiç arzu etmediğini ifade eden Hançeroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “8 bin üyesi olan bizler ile 500 dolayında üyesi bulunan Tek Gıda iş Sendikası ve yeni girecek 3 bin 500 işçi ile birlikte yaklaşık 12 bin işçinin geleceği için çalışıyoruz. Çaykur işçisi Öz Gıda İş’in sıfır zamma imza atmayacağını iyi bilir. Çaykur işçisi Öz Gıda İş’in bugüne kadar ne konuşmuşsa sonuna kadar bunu yerine getirdiğini iyi bilir. Çaykur işçisi bizi bildiği kadar diğer sendikanın da nasıl yapılandığını da çok iyi bilir.” “MUSTAFA TÜRKEL İLE TEK GIDA ÇÖKÜŞE GEÇTİ” Tek Gıda İş Sendikası genel başkanı Mustafa Türkel’in 2004 yılında göreve geldiği andan itibaren sendikada bir çöküş başladığını ifade eden Hançeroğlu, “Bu çöküşün sebebi kendi içlerinde yaptıkları usulsüz ve düzensiz yönetim şekli ve harcamalardan kaynaklanmaktadır. 2004 yılından 80 bin size aidat veren işçi var. 2014 yılında bu rakam 20 bine düştü. 108 şubeyi 23’e düşürdünüz. Sosyal tesisleriniz var bunları sattınız. Tekel eylemi dediniz ama Tekel eylemi için topladığınız paraları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı başka ve yanlış yerlere kullandığınızı belirledi yargılandınız, ceza aldınız. Bir sendika işçinin yanındayım diyecek işçinin haklarını savunacağım diyecek ama nerde bir Öz Gıda iş Sendikası varsa sürekli oraya gidip itiraz edecek. YÖRSAN ’da bir ay önce yetki aldık. YÖRSAN işçisi tarihinde ilk kez bir sendikaya kavuştu, bir hafta sonra oraya itiraz geldi. YÖRSAN işçileri ile ne sıkıntınız var. Demek ki sizin işiniz burada üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Siz bağcıyı dövmeye çalışırken bağcı da kendine göre bazı tedbirler alacaktır. Bu sendikada 2004 yılından itibaren çok ilginç olaylar yaşandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı bir iddianamede Tek Gıda İş Sendikası’nın 5 milyon lira bugünkü para ile 10 milyon lirayı nasıl usulsüzce ortadan kaybolduğuna işaret ediyor. Bu işçinin aidat parası. 4 milyonluk mal varlığı satılıyor muhasebe kayıtlarına bu parayı geçirmiyorlar. Yine bu iddianamede sendika yöneticilerinin avans aldığı ve bu paraları geri getirmediğine yer veriliyor. Davanın sonucunda suçların kesinleşmesine rağmen son iki mahkemede dosya kaybedilerek 7 yıl zaman aşımı ile kurtuluyorlar. Peki işçinin vicdanında nasıl aklanacaklar. Rize’deki Tek Gıda temsilcisi vicdan ve namustan bahsediyor. Namus kelimesi sizin yetkili olduğunuz zaman gerekmiyor ama yetkileriniz düştüğü zaman mı gerekiyor. Sizin yetkili olduğunuz zamanlarda işçilerin paraları yenirken o söylediğiniz vicdan ve namus kavramları neredeydi. Bu kavramlar uzayda seyahat mi ediyordu.” dedi. “BİZ İŞÇİYİ DEĞİL TEK GIDA İŞ’İ HANÇERLEDİK” Çaykur işçisinin Tek Gıda İş Sendikası döneminde mağdur edildiğini ifade eden Hançeroğlu, “Bizim için işçiyi arkadan ’Hançerlediler’ diyorlar. Biz işçiyi arkadan hançerlemedik. Biz Tek Gıda İş’i arkadan hançerledik. 2013 yılında yaptığımız toplu iş sözleşmesi ile 59 ay işçiden aidat almadık. Aldığımız işçi arkadaşlarımız için zamları sendika ayrımı yapmadan 2014 yılının 12’inci ayına kadar bölüşmüşüz. 120 günden başka bir çalışma süresi bilmeyen Çaykur işçisine 150 gün çalışma imkanı getirmişiz. Fabrikalara oturma yerleri televizyonlar, buzdolapları, su sebilleri ve işçilerin içtikleri çayın şekeri ve bardağına kadar sağlamışız. Bunun satış neresinde. Biz 19 ocak tarihi itibariyle ön protokole imza attık. Amacımızı 3 bin 500 yeni işçiyi bin 100 liradan değil 2 bin lira maaşla işe başlatmaktır. İki sendika arasındaki kavga nereye giderse gitsin mahkemeler 8 bin üyenin bizde olduğunu görecek ve kararını verecektir. Ama geçen bu sürede işçiler alacaklarını alsınlar. Biz Çaykur işçisine güveniyoruz siz de bize güvenin. Öz Gıda iş sendikası sıfır zamma imza atmaz. Tek Gıda iş’in 2007 yılında yapamadığını biz şimdi yaptık ve yeni işçilerin mağduriyetini önledik. Bu nedenle Çaykur işçisi bizi tercih etmiştir. Biz gizli kapaklı bir iş yapmıyoruz. Açık açık her şeyi anlatıyoruz.” dedi. ETEK GİYİP SOKAKTA DOLAŞACAĞIM Hançeroğlu sözlerini şöyle tamamladı, “8 bin işçi üyemiz var. Onların ise 500 dolayında işçi üyesi var. Ben buradan iddia ediyorum. Bugün itibariyle 2 bin üyeleri olduklarını kanıtlasınlar ben etek giyip sokakta dolaşacağım. Yoksa çekilsinler. Yalnız böyle değilse onlar karşımda etek giyecekler. Varsa cesur sendikacı gelsinler. 9 Şubat itibariyle çıksın bizim 2 bin üyemiz var desinler. Ancak bizim 8 bin onların ise 500 üyesi var. Durum bundan ibarettir.” SULTAN MURAT KARADAĞ’DAN O TWEET’E ÇARPICI CEVAP Tek Gıda iş Sendikasının yöneticisinin attığı twetti gösteren Öz Gıda iş Sendikası Doğu Karadeniz Şube Başkan Yardımcısı Sultan Murat Karadağ, “Alacağı aidat uğruna Çaykur emekçisini sıfır zamma satan Öz Gıda İş sendikası. Sendikacılıkta namus ve şeref son derece önemlidir. Bir sendika adına sendikacı namusu ve şerefi üzerine söz verdimi onu mutlaka tutar. Yoksa teşkilatı ve kendisine olan güveni ortadan kalkar” diye yazmış. Ben de buradan soruyorum. İşçilere böyle mi ant içtiniz. “120 gün çalışan Çaykur işçisine 90 güne indireceğime. İşçiden topladığım 6 milyon lira aidatı at yarışlarına yatıracağıma. 2013 yılında yapılan kamu protokolüne Çaykur işçisi kesinlikle yararlanmasın diye madde koydurtacağıma. Çaykur işçisinin kalifiyesini elinden alıp üretim işçisi yapmak için sözleşmeye maDde koyduracağıma. 2013 yılında yapılan başarısız grevden sonra ‘Çaykur işçisi ve Rize şube yönetimi bize ihanet etmiştir’ diyerek Çaykur’u ve şube yönetimindeki arkadaşlarınızı silen genel merkezin borazanlığını yapmaya devam edeceğime. 8 bin işçisi olan Öz Gıda iş Sendikasına karşı 500 üye ile itiraz ederek işçinin ekonomik ve sosyal haklarını durdurup ekmeğini gasp edeceğime şerefim ve haysiyetim üzerine söz veriyorum. Şeref ve haysiyet üzerine bu şekilde mi söz veriliyor. Bu anlattıklarımıza en ufak bir yalan bilgi varsa bunu kamuoyunun taktirine bırakıyoruz. Rahmetli kemal Sunal’ın bir filminde hakime “Hakim bey siz karar verin. Şerefli miyiz, Şerefsiz miyiz” diye. Bunun taktirini de kamuoyuna bırakıyoruz.” dedi.