Bir Türk’ün bahçesine girmiş bir Kürt, bir Türk, bir Ermeni erik hırsızlığı yapmak için Bahçenin sahibine yakalanmış üç kafadar,  gelmiş yapışmış Ermeni’nin yakasına bahçenin sahibi demiş ki “Hadi bu Türk ile Kürt Müslüman sen benim dinimden de değilsin ne hakla eriğimi çalarsın” ve  Türk’le Kürdü din kardeşliğinden bir kenara ayırıp Ermeni’yi  bir güzel dövmüş ve bahçenin dışına atmış. Sonra Kürde yönelmiş demiş ki “hadi bu Türk, sen Türk bile değilsin ne hakla benim eriğimi çalarsın” diyerek Türkü ayırmış kenara Kürdü de bir güzel dövmüş ve bahçenin dışına atmış Türk kenarda usul usul beklerken  bahçenin sahibi dönmüş Türk’e demiş ki “hiç utanmıyor musun bir Ermeni ve Kürtle bir olup bizim bahçeden erik çalmaya”  onu da bir güzel dövüp dışarı atmış. Üç kafadar yüzü gözü şişmiş bir vaziyette olay mahallinden uzaklaşırken Kürt sormuş “bu adam üçümüzü birden nasıl dövdü” diye, Türk demiş ki Ermeni’yi hiç dövdürtmeyecektik. İlk dayağı yiyene sahip çıkmazsanız sıra dayağı yemeye hazır olmanız lazım Aslında bu fıkra bile yeterli Rize CHP’nin durumuna anlamaya fakat biraz daha açmakta fayda var Yıllardır CHP’de il başkanlığı yapmış bir adam vardı. CHP’liler bir kalemde unuttu diye hatırlatıyorum Mehmet Aslankaya’yı Defalarca kongreye gitti ve defalarca karşısına aday çıktı ve her defasında kazandı. Her fırsatta demokrasiden bahseden CHP’nin demokratik kongrelerinde kazandı il başkanlığını. Hataları oldu belki, yanlışları oldu. Parti içerisinde bir çok kişinin ve hatta çoğunluğun beğenmediği tavırları oldu. Fakat il başkanlığı süresince bir çok da fedakarlık etti. Ailesinden, zamanından, parasından fedakarlık etti. Ama durum açık seçik ortadaydı Mehmet Aslankaya kongreleri kazanmış ve seçimle il başkanlığı koltuğuna oturmuştu. Sonra ne oldu kontenjandan bir erik bahçesi sahibi geldi. Seçilen il başkanını büyük çaba sarf ederek görevden aldırdı. Diğerlerine de dedi ki "Sizin istediğinizi yapıyorum. Siz istemiyordunuz zaten ben sizdenim sizin gibi düşünüyorum sizin iyiliğinizi düşünüyorum. Bakın aday olarak Kenan bıyık’ı istiyordunuz onu da getirdim". dedi ve onları kenara ayırdı. Ne yaptı CHP’li sustu yıllardır başkan dedikleri insan görevden alınırken kimseden ses çıkmadı. Ve partinin içerisine yıllardır CHP zihniyetine savaş açmış insanları CHP yönetimine yerleştirdi. O insanlar CHP’li gibi göründü. Ve Kenan Bıyık aday oldu seçimlere girdi. CHP tarihindeki en yüksek oyu aldı. Rakiplerinden bir çok eksiği varken. Seçim kampanyası imkanları kısıtlı iken. Belki kazanamadı, Milletvekili olamadı fakat Rize’de CHP’nin rakip olabileceğini Rizeliye gösterdi. Erken seçimler ise bulunmaz bir fırsat gibi kucaklarına düştü. Çünkü 3 ay önce kapı kapı dolaşmış bir teşkilat vardı. Ve insanlar artık Kenan Bıyık’ın kazanabileceğine inanıyordu. Ama  yılın sürprizi gerçekleşti. Kenan Bıyık liste dışı kaldı. Kontenjandan erik bahçesi sahibi olmuş şahıs bir şekilde faturayı Bıyık’a kesti ve bıyık’ı saf dışı bıraktı. Onu da bahçenin dışına gönderdi. CHP’li ne yapıyor tabiî ki susuyor. Aslankaya’nın bahçe dışına atıldığında yaptığı gibi. Çünkü kendileri hala bahçenin içerisinde sıranın onlara geleceğinin farkında bile değiller. Şimdi bundan sonrasını görmek hiç de zor değil, Erikçi kendi adamlarını yerleştirecek il ve ilçe başkanlıklarına sonra da sıra diğer CHP’lilere gelecek Artık Rize’deki CHP’lilerin parti olabilmek için ses çıkartmasını öğrenmesi tepki göstermesini bilmesi gerekiyor. CHP Rize’de yeni bir rekora daha imza attı. Seçimden 2 ay önce kazandığı seçimi, seçime 40 gün kala kaybetmeyi garantileyerek kırılması zor bir ilke imza attı. Başladığım yere dönerek ve son söz olarak diyorum ki “Ey CHP’li dostlar siz Aslankaya’yı hiç yedirmeyecektiniz”. Şimdiden geçmiş olsun. Anlayana…