ÖZ GEÇMİŞİM

Uşak doğumlu Melihat Altay ilk, orta ve lise öğrenimini Türkiye’de tamamlamış, Danimarka’da ise Kopenhag Pedagoji okulunu bitirmiştir. Pedagoji eğitimi aldığı süreçte branş olarak resim sanatını seçmiş ve kendisini sözel ifade edemeyen çocuklarla birlikte çok farklı resim projeleri yapmıştır. Bu projelerde çocukların yaş gruplarına göre resim gelişimi ve analizi yapmış, birçok sergi düzenlemiştir.

En büyük hobisinin resim olduğunu söyleyen yazar, resim çizmek ve şiir yazmanın çok benzer olan iki görsel sanat olduğunu ifade eder. Altay, şiir yazmanın ve resim çizmenin insanın bilinçaltı ve iç dünyasıyla kendisini ifade etmenin yolu olduğunu savunur.

Pedagoji eğitiminden sonra çocuklar için konuşma ve dil eğitimi üzerine diploma alan yazar, halen farklı yaş gruplarıyla, bir çocuk kulübünde pedagog olarak çalışmaktadır. Altay, çalıştığı kulüpte çocukların sosyal, duygusal, zihinsel gelişimi ve ruh sağlığı ile ilgili çalışmaktadır. Çocukların bu gelişimlerinde ailelere yardımcı destek olmaktadır. Bunun yanı sıra Altay, özellikle Danimarka Entegrasyon bakanlığının hazırladığı projelerde aktif rol almıştır. Bu projelerde gençleri Danimarka toplumuna kazandırma, dil, eğitim, meslek edinme ve göçmenlikten kaynaklanan sorunlarına yardımcı olmuştur. Danimarka toplumunda kendilerini yalnız hisseden, izole olmuş yaşlı kadınların sosyalleşme ve sosyal hakları hakkında bilgi edindirme projelerinde gönüllü olarak bulunmuştur. Çocuklar ve gençlerin gelişim psikolojisi üzerine farklı konularda pedagojik yazı ve makaleler yazan Altay, evli ve üç çocuk annesidir.

KİTABIMDAKİ ŞİİRLERİN KONU İÇERİĞİ

Turna Gelin kitabım, ismini turna kuşu ve kadın kelimelerinden almıştır. Turna kuşu aşk, bereket, özgürlük, onur, şans, kutsal anlamlarını taşır. Kadınlarımız da bütün bu anlamları taşıyan onurlu, asil, eşsiz varlıklardır. Kadın sevgideki güçtür.

Niçin şiir yazmaya başladığımı düşündüğümde bunu fark ettim; en yoğun duygularımı, mutluluk, hüzün ve özlemlerimi kaleme dökmek bana huzur, ruhuma, hayatıma farklı bir ahenk katıyor. İnsanlar duygularını farklı yollarla ifade ederler. Kimi türkülerle, kimileri resim yaparak; ben de yazarak ruhumu dinlendiriyorum. Bana göre şiir yazmak çok özel bir duygu eylemidir. İnsan olaylar hakkında roman, öykü, hikâye ya da denemeler yazarken olaylar hakkındaki fikirlerini sadece gözlemlere dayanarak yazar. Ama insanın kendi şiirlerini yazması çok özel bir duygudur. İnsan tamamı ile özüne, kendisine, iç dünyasına döner; hislerini kaleme döker. Bu da esere ayrı bir anlam ve tat katar. Böylece insan kendi varoluşundaki özü ile kucaklaşır.

Turna Gelin uzakların sesidir. Köklerinden uzaklara giden, başkalaştırılmak istenenlerin sesidir. Gitmeler bazen insanların istemleri dışında olabiliyor. İnsan var oldu olalı gurbeti hep içinde hisseder. Bana göre gurbet hep vardı, hep var olacak. Özünden, kültüründen, yurdundan, ailesinden uzakta bir hayat, özlem duygusunu güçlendirir ve bu duygu gurbet adını alır.

Bizler uzakla yakının, sılayla gurbetin arasında kalmış, orada yarattığımız yeni bir yaşamın yarım kalmış hayatlarıyız. Turna kuşları gibi uçuşlarımız, gidiş gelişlerimiz olmuş. Bazen çok sevdiklerimize, anne babalarımızın son vedalarına, helalleşmeye geç kalan turna gelinleriz.

Bunlardan birisi canımdan çok sevdiğim rahmetli anneciğim. Bazı şiirlerimde (kolsuz, kanatsız diye ifade ettiğim melek) canım annemdir.

Turna Gelin adlı kitabımdaki şiirlerim aşkla kaleme aldığım; uzun senelerin birikimidir. Siz değerli şiir severlerle hüzünlerimi, duygularımı, kırgınlıklarımı, yarım kalmışları ve yaşanmamışlıkları paylaşmaya çalıştım. Ben hissederek yazdım. Ümit ederim sizler de hissederek okursunuz.

Turna Gelin adlı şiir kitabımı siz sevgili şiir dostlarının beğenisine sunuyorum. Umarım yüreğinizde bir yerlere belki ufacık bir hece ile dokunabilir, sizlerle karşılaşabilir ve kucaklaşabilirim.

Şiirle kalın, sevgiyle kalın.