Genç Düşünürler Merkezi'nin organize ettiği ‘Necmettin Erbakan ve İslam Birliği’ konulu konferansa konuşmacı olarak katılan İran’ın eski Türkiye Büyükelçisi Muhammet Rıza Bakıri ve Kudüs Tv İran Temsilcisi Ramazan Bursa, Necmettin Erbakan’ı anlattı. Necmettin Erbakan’ın siyasi şahsiyeti, hareketi ve onunla olan anılarını anlatan Eski Büyükelçi Muhammet Rıza Bakıri şöyle konuştu: Türkiye’deyken de sonrasında da her zaman ifade etmişimdir ki, Türkiye halkı Müslüman bir halktır ve kimlikleri İslam’dır. Türkiye büyükelçisi olduğum ilk ayda Erbakan hoca’nın ismini duydum ve onunla görüşmeyi çok arzu ediyordum. Erbakan hoca D-8 fikrini ilk evvela benimle konuştu. Benden bu fikri İran ile konuşmamı istedi. Erbakan hoca D-8 ile Müslümanlar arasında ortak ekonomik Pazar kurmayı amaçlamıştı. Lakin ondan sonra gelen yöneticiler, Erbakan hoca’nın bu fikir ve düşüncelerini hakkıyla kavrayamadılar. Biz Bangladeş ve Nijerya’yı çok önemli ülkeler olarak görmüyorduk. Lakin Merhum Erbakan hoca, Müslümanlar arasında oluşacak pazarda, Bangladeş ve Nijerya’nın önemine vurgu yapıyordu. Tarihi süreç bu konuda da Erbakan’ın haklılığını kanıtladı. Erbakan hoca, büyük bir ilim adamı ve siyaset adamı olmanın yanında dini ilimlere de vukufiyyeti olan bir şahsiyetti. Erbakan hoca İslam Birliğini oluşturmak için ciddi gayretler gösterdi. Ayrıca Merhum Erbakan hoca, Türkiye siyasetine ciddi etkileri olan bir şahsiyettir. Bugün siyasette olan ve iktidarda bulunan şahsiyetlerin çoğunun hocasıdır. Ama şuan iktidarda bulunanlar hocalarının yolundan gitmediler. Ben Erbakan hocaya her zaman büyük bir saygı ve derin bir hürmet göstermişimdir. Türkiye’de büyükelçiyken ve döndükten sonra diplomatik kurallara uymasa da ben her zaman ona Erbakan Hocam olarak hitab ettim. Erbakan hocamın İslami Şuuru ve ibadete olan düşkünlüğü o kadar yüksekti ki, İran’da ki siyasetçilerin bazılarında o hassasiyeti göremeyebilirsiniz. İran ile Türkiye arasında 25 milyar dolarlık gaz anlaşması yapıldı. O güne kadar hiçbir ülke arasında bu miktarda bir enerji anlaşması yapılmamıştır. Bugün Türkiye- İran arasında ki gaz anlaşması Erbakan hoca’nın sayesindedir. Erbakan hoca, Amerika ve Siyonizm karşısında çok ne ve sertti. Onlarla alakalı düşüncelerini ise hiç çekinmeden açıkça ifade ediyordu.... Erbakan hocanın iktidarından evvel Türkiye- İran arasında gaz konusu gündeme gemiş, anlaşmaya varılmıştı. Sanırım DYP’liydi o dönemki Enerji Bakanı, İran’a gelmişti gaz anlaşmasını imzalamak için. İmza ajamasında bakanı yanındaki bir kişi uyardı ve Türkiyeli bakan anlaşmayı imzalamayı reddetti. Sebebi ise, Anlaşma metninin olduğu kağıdın başına Besmelenin yazmasıydı. Türkiyeli Enerji Bakanı biz laik bir ülkeyiz, besmelenin yazılı bir anlaşma metnine imza atmamız mümkün değil deyip Tahran’ı terketti. Daha sonra, Erbakan hoca iktidar oldu. Enerji Bakanı Muhterem Recai Kutan beyefendi oldu. Gaz anlaşması için yeniden masaya oturduk. Cumhurbaşkanımız Rafzancani ve Merhum Erbakan hoca imza töreninde hazır bulunuyordu. Bu kezde Recai Kutan Bey metne imza atmayı reddetti. Sebebini sorunca anlaşma metninde Besmelenin olmadığını söyledi. Biz bir önceki bakanın zamanında yaşadığımız sorundan dolayı metne Besmele koymamıştık. İşte Türkiye’de Erbakan hocanın Milli Görüş hareketiyle diğerlerinin arasındaki büyük farkı gösteren onlarca hadiseden biri. Verdiği konferansta Necmettin Erbakan’ın İslam Birliği için yaptığı çalışmaları ve D-8’in önemini anlatan Kudüs Tv İran Temsilcisi Ramazan Bursa ise şunları kaydetti: “Merhum Erbakan Hocamız ömrünü İslam Birliğine adamış, büyük bir bilim adamı, siyaset adamı ve dava adamıdır. Hocamıza göre, İslam’ın kamil bir din olması, tevhit dini olması ve Müslümanalrın ilahi emir ila kardeş olması İslam Birliğinin oluşmasında ki temel şartlardır. Müslümanların ekonomik gelirleri, etnik kökenleri ve eğitim durumları asla bu birliğin oluşmasının önünde engel değildir. Erbakan hocamıza göre, Müslümanların, 1400 yıl hemen hemen kesintisiz bir şekilde bir şemsiye altında, beraberce, huzur ve barış içerisinde yaşama tecrubeleri, diğer topluluklara mukayeseyle Birlik Yapısı içerisinde yaşaması en mümkün topluluktur. Merhum Erbakan hoca, tüm hayatını Müslümanların birleşmesine, İslam ülkelerinin her anlamda gelişmesine ve İkinci Dünya Savaşı sonrası Siyonizm tarafından Yalta’da kurulan haksız ve adaletsiz dünya nizamının yerine, Hakk’a ve adalete dayalı yeni bir nizamın kurulmasına vakfetmiş büyük bir devlet, siyaset ve bilim adamı, bir Mücahittir. İslam aleminin yakından tanıdığı Erbakan hoca, İslam Birliğinin tesisi için, Müslüman ülkelerin devlet adamlarıyla ve önde gelen alimleriyle defalarca bir araya gelmiş, Türkiye’de iktidara geldiği dönemlerde İslam Birliğinin tesisi için önemli adımlar atmıştır. En önemli icraatı; Türkiye’nin tarihi birikimine sahip çıkan bir ülke olması için ‘şuurlu bir nesil’ oluşturma çalışmıları yaparak, Türkiye’nin sosyal kodlarını değiştirecek hamleler yapmıştır. Bugün Türkiye’de milyonlarca gencin İslam Birliğini arzulaması ve bu çerçevede teşkilatlı bir şekilde çalışması bu çalışmaların bir meyvesidir. Erbakan hocaya göre, Türkiye’nin tarihine sahip çıkması konusunda önünde ki en büyük engel; ekonomik olarak Batıya bağımlılık, ideolojik olarak ise Batı taklitçiliğidir. İktidara geldiği dönemlerde, Türkiye’nin ekonomik bakımdan Batı’ya bağımlılığına son vermek için önemli iktisadi atılımlar yapmıştır. Yeni bir neslin inşa çalışması ile de Batı taklitçiliğinin önüne geçmeyi amaçlamış, Türkiye’yi aslına ve özüne döndürmeye gayret etmiştir. Erbakan hoca İslam Birliğinin çekirdeği (özü) olarak D-8’in öncülüğünü yapmıştır. Ona göre D-8 içerisinde bulunan 8 ülke, ekonomileri ve nüfusları bakımından İslam Birliğinin oluşmasında çekirdek kadroyu oluşturmaya en müsait ülkelerdir. Erbakan hocaya göre Yalta’da Siyonistler tarafından kurulan mevcut dünyanın değişmesi, yerine Hakk’a ve adalete dayalı yeni bir dünyanın kurulması için 5 önemli teşkilatın kurulması elzemdir; 1. İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı 2. İslam Ortak Pazarı 3. İslam Ortak Savunma Paktı 4. İslam Eğitim ve Kültür Birliği 5. İslam Ortak Para Birimi D-8 organizasyonunda, 1931 İslam Birliği Kongresinde olduğu gibi Sünni ve Şiilerin bir araya gelmesi ve ortak hareket edebilmesi İslam alemine büyük bir ümit aşılamıştır.”